Ben aşık oldum. Şüphe yok. Buz soğuktur, gül kırmızı. Ve bu aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor; öyle güçlü bir akıntı ki ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. Ama artık dönüş yok. Kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. Yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de.. Murakami'nin daha önce Kadınsız Erkekler kitabını okumuştum. Bu öykü kitabını çok sevmiştim ve diğer kitaplarını okumaya İmkansızın Şarkısı ile başlamak istiyordum ama kitabın arkasındaki bu kısa alıntıyı okuduktan sonra elimden bırakamadım. Kadınsız Erkekler'de de böyle miydi hatırlayamıyorum ama isimsiz bir anlatıcının olması bana durmadan Sait Faik okuyormuşum gibi hissettirdi. Bunda Sait Faik okuduktan sonra kitaba başlamamın etkisi de olabilir tabiki *-* Ama okurken durmadan Sait Faik Japon olsaydı Murakami olurdu diye düşündüm. Belki de sadece bilinçaltımın bana bir oyunudur. Sputnik ne diyecek olursanız; Kitapta bir anlatıcı...